Bir ömür, dediğin şey; teşrifinde aldığını, iade ederek terk etmektir.
Nefes alıp, nefes vermek gibi bir şey.
Bir ömür, dediğin şey; göz açıp, göz kapatmaktır.
Bu aleme teşrif ettiğinde açılan göz kapaklarının, açılıp da kapanmaması veya kapanıp da açılmaması gibi bir şey.
Senin kahkahalarına ağlamak, uğruna göz yaşı akıttıklarına gülümseyip geçmektir, hayat.
El uzatmak, adım atmak, kucak açmak, tahammül etmek, sabır göstermek,
görmek ve göstermek, öğrenmek ve öğretmek, aldığını vermektir, hayat.
Hayat; aynada kendini görmek, terazide tartılmaktır.
Hayat, kazanmasını bilmektir: Alarak kazanmak, vererek kazanmak.
Götüremiyeceklerine, refakatçin olmayacaklara yapışmamaktır, hayat.
Hayat, teferruatta boğulmamak, görüntüye takılıp kalmamaktır.
Senin hayat dediğin, asli hayata hazırlık devresi, imtihan sürecidir.
'Yanlız O'na kulluk etmek, yanlız O'ndan yardım dilemek'tir,
'kul' olmak, 'kul' olabilmektir, senin hayat dediğin.